25 Eylül 2015 Cuma

Beyni Eğiterek zayıflamak

Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim… tabi ki de beyne egzersiz yaptırmaktan bahsediyorum. Ama bu fiziksel bir beyin egzersizi olarak ne kadar kabul görür bilemiyorum.

Beyin insan vücudundaki en gizemli organ ve bilinmeyen o kadar çok işlevi var ki bilim tarih boyunca en çok bu organ ile ilgilendi. Fakat bizim tarih boyunca olmasa bile yakın zaman dilimi içerisinde yapılan ve sonuçları yayınlanan bazı bilimsel beyin çalışmalarının etkileri arasında ciddi olarak bu yazımıza konu olacak sonuçların olduğunu gördük. Bu çalışmaları ise birkaç gruba ayırmak gerekir.

Biz bizi ilgilendiren grubun dışındaki çalışma ve sonuçlara sadece işaret etmekle yetineceğiz belki de bu bir başka yazımızın konusu olabilir fakat bu yazımızda değinmeyeceğiz.

Son çalışmalara göre aslında beyin vücut ile inanılmaz bir koordinasyon içerisinde ve insanlık vücudun gönderdiği sinyallere günümüz koşullarında oldukça duyarsız davranarak vücuduna büyük bir ihanet içerisinde.

Bilinç altı ve bilinç üzerine yapılan çalışmalar; uyku halinde, uyanıkken, hipnoz etkisinde gibi farklı farklı bölümler ile üniversitelerde yapılmaya devam ediyor. Kanadalı bir grup üniversite öğrencisinin Toronto üniversitesi ile Californiya üniversitesi işbirliği ile yapılan ortak çalışmalardan bazıları ise oldukça değerli bilgiler sunuyor insanlık adına.

Bu araştırmaya göre; vücudun içinde bulunduğu durum koşulları ile vücut tarafından salgılanan kimyasallar arasında bir ilişkinin var olup olmadığı üzerine yapılan 9 yıllık bir araştırma ve gönüllü deneklerin tamamı üniversite öğrencisi iken son iki yılda bu çalışmayı üniversite dışındaki daha farklı psikolojideki insanlar üzerinde de denemişler. Burada farklı psikoloji derken kastedilen ise üniversite öğrencilerinin, öğrenci olmayan insanların taşıdığı bazı kaygıları yaşamıyor olması nedeni ile yapma gereği duyduklarını ifade etmişler. Öncelikle ilk 7 yılda üniversite öğrencilerinin başat duyguları arasında gelecek kaygısı ve yaşama devam etme dürtüsünü kamçılayan bazı sorumlulukların yaratacağı sorunları taşımadıkları için birbirine benzer sonuçların alınmış. Bu neden ile başlayan bazı merak edilen sorular nedeni ile başladıklarını ifade eden uzmanlar bu konuda son iki yılda ise ilk 7 yılda bu çalışmayı üniversite dışına taşımamanın üzüntüsünü dile getirmişler.

Sonuçlara geçmeden önce yapılan deneylerin genel içerikleri ve amaçlananın ne olduğuna bakmak gerekmekte. Vücudun farklı durumlarda yani hüzünlü, neşeli, aç, tok, istekli, şehvetli, arzulu gibi 12 farklı ruh hali için binlerce gönüllü denek üzerinde deneyleri farklı beslenme şekilleri ile karşılaştırmayı hedeflemişler. Yani aynı kişinin son 24 saatte tükettiği besin grubu ile farklı ruhsal durumlarda vücudun salgıladığı hormon ve kimyasal değişikliklerin analizi üzerine bir çalışma. Peki bu çalışma neyi amaçlıyor. Beyin bu salgılanan kimyasallar ile nasıl bir duygu durumu içerisinde yaşadığını anlayarak algısındaki değişiklikleri ölçme üzerine kurulu. Tabi ki de bu birkaç sonucu düşünmemizi sağlıyor. Her ne kadar sonuçlar o toplum için geçerli olsa da insanın doğasının lokla farklılıklar ile çok büyük bir değişiklik göstermemesi nedeni ile tüm dünya için yakınsaklık miktarı saptanarak fikir yürütülebilecektir. Bu ne işe yarar. Öncelikle toplum mühendisliği çalışması ile toplumun tüketim alışkanlıkları arasında bir ilişki kurulmasını sağlar. Bu nedenle gıda maddeleri ile algı arasında bir ilişki var mı yok mu sorusunu gündeme getirir.

Sonuçlar ise dikkat çekici; besin gruplarından bağımsız olarak şunu ifade etmişler. “Evet besin grupları ile kişinin ruhsal durumu arasında bir ilişki mevcut. Bu ilişki nedeni ile kişinin son 24 saatde kullandığı besin ile aldığı kararlar arasında bir ilşki vardır. Yani dün akşam mevcut aldığı besin maddesi yerine farklı bir besin maddesi almış olsa idi vereceği karar vermiş olduğu karardan farklılık gösterirdi.” sonucunu çıkartıyorlar.

Şimdi gelelim beyni eğiterek zayıflamak başlığını yazma sebebine. Vücudunuzu dinlediğinizde sadece doydum sinyalinin hipotalamus tarafından farkedilmesi dışında kullandığınız besin maddeleri ve kendinizi sokacağınız duygu durumu ile vücudun aynı eylem harcadığı kalori miktarında kanda bulunan kimyasalların farklı olması nedeni ile büyük farklar oluşabiliyor.

Yani siz bir diyet yaparken her zaman yaptığınız belli eylemler var kabulunu yaparak bir örneklendirme yapalım. Deneğimiz diyet yapan 30 yaşında 70 kg olan bir kadın olsun. Ve bu kadın zayıflama isteği ile yaptığı diyete ek olarak her gün aynı yerde ve sürede tamamladığı bir egzersiz grubu olsun. Bu egzersiz grubundaki hareketleri aynı sürede ve aynı yerde yaparken farklı bir besin grubu ile kendisini sokacağı farklı bir duygu durumu ile her zaman harcadığı kalorinin 3 katına kadar kalori harcayabilir. Çıkan sonuçlardan en etkilisi bu. Ancak bu kişiden kişiye ve bedenden bedene göre değişen bir durum olduğu için sanıyorum birkaç yıl daha bunun dünya genelinde bedene ve duygu durumunda göre kalori harcama cetvellerinin oluşmasını bekleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder